Alt ekstremite yaralanmaları sporcular arasında en sık karşılaşılan yaralanma türlerinden. Bu tür yaralanmalar çoğunlukla sporcuyu antrenman ve müsabakadan uzak tuttuğu için bu konu üzerine oldukça fazla araştırma mevcut.Spor kulüpleri açısından düşünüldüğünde büyük maddi kayıplar yaşatan, sağlık için spor yapanlar açısından ise antrenman rutininin bozulmasında etkili nedenlerden biri.
Alt ekstremite yaralanmalarında risk faktörleri arasında kuvvet, esneklik, yaralanma geçmişi, teknik, malzeme seçimi gibi iç ve dış etkenlerle birlikte cinsiyet yaralanma sıklığını etkileyen önemli bir unsur. Araştırmalarda görülen durum kadınlarda her hangi bir darbeye maruz kalmadan oluşan alt ekstremite yaralanmaları görülme sıklığı erkeklere göre daha fazla(Hootman). Bunun muhtemel nedeni kadınlar ve erkeklerin alt ekstremite biyomekanik farklılıklar. Bu biyomekanik farklar kas iskelet sistemine etki eden kuvvetlerde farklılıklara ve böylece temassız yaralanmalarda ve aşırı kullanım yaralanmalarında artışa neden oluyor.
Kadınlarda erkeklere göre daha fazla alt ekstremite yaralanmasına neden olan önemli faktörlerden biri valgus açısıdır.
” Valgus ” bir kemik veya eklemin distal segmentinin dışa açılmasını ifade eder. Diz ekleminde valgus, distal tibia’nın femura göre abduksiyon hareketi ile görülür. X bacak olarak bilinen genu valgum durumu valgus açısındaki aşırı artış ile meydana gelir.
Valgus açısının artış nedenleri arasında kalça ekleminin stabilizasyonunu sağlayan kasların yetersizliği ön plandadır. Ağırlık yüklemesi sırasında aşırı kalça addüksiyonu ve iç rotasyonu diz kinematiğini etkileme potansiyeline sahiptir. Aşırı kalça addüksiyonu ve iç rotasyon diz eklem merkezinin ayağa göre medial olarak(içe) hareket etmesine neden olur. Ayak yere sabit olduğundan diz ekleminin içe doğru hareketi sonucu diz valgus açısında artış olur. Bu noktada kalçanın yük altında aşırı adduksiyona uğramasının nedeni Gluteus Maximus ve Medius kaslarının stabilizasyonu sağlamada yetersiz kalışıdır(Hollman). Gluteus kasları zayıf olan sporcular kalçanın adduksiyonuna etkili bir direnç gösteremez ve diz valgus açısının artması ile ön çapraz bağ üzerindeki yük artar.
Ön çapraz bağ diz eklemi 20-30° arası fleksiyondayken tibianın öne harketinin engellenmesini kısıtlayan en önemli(%85) yapıdır(Markolf). Sıçrama sonrası yere düşüş fazında dizin valgus açısı daha da artar ve ön çapraz bağı üzerine uygulanan kuvvet de artmış olur. Kadınlarda valgus açısı erkeklere göre daha fazla, bu nedenden dolayı da sıçrama sonrası düşüşlerde ön çapraz bağ yaralanma riski daha fazladır. Sıçrama sonrası düşüş tekniği eklem yapılarına etki eden kuvvetlerin dağılımını belirlediği için kritiktir.
Valgus açısında artışa bağlı yaralanmaların önlenmesinde kalça stabilizasyonu önemli bir unsur. Bununla birlikte pliometrik antrenmanların düşüş esnasında oluşan varus ve valgus torklarını etkin bir şekilde azalttığı ve dolayısıyla ön çapraz bağ yaralanma riskini azaltmada etkili olduğu düşünülüyor(Myer).